Okuduğumu Anlayamıyorum

Okuduğumu Anlayamıyorum

Okuma, herkesin ömrü boyunca sürekli olarak yaptığı bir eylem olduğu için hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Okuma ve okuduğunu anlama iki bilişsel süreçtir ve birbirlerini tamamlarlar. Okuma ve anlama fiziksel, psikolojik ve zihinsel olarak ele alınması gereken karmaşık işlemler sürecidir. Eğitim – Öğretim hayatımızda da büyük bir öneme sahiptir. Okuma ve okumayı öğrenme karmaşık süreçler olduklarından tek başına hiçbir çalışma alanı bu süreçlerde karşılaşılan problemleri çözmede yeterli değildir. Bu nedenle, birçok bilim dalı (eğitim, dilbilim, psikoloji, sosyoloji, teknoloji) okuma ve okumayı öğrenme süreçlerini incelemiştir.

Okuma, “Metinden bilgi çıkarmak” olarak tanımlanır. Harfler, kelimeler ve cümleler tek başına okuma için yeterli değildir. Görsel olmayan bilgi, okuyucunun; okuyacağı metnin onun anlayacağı dilde yazılmış olmasını, metinde bahsedilen konuya yabancı olmamasını ve ayrıca okuma ile ilgili bazı becerilere sahip olmasını gerektirir.

Aslında her okur, kendi kişisel durumuna, duygusal haline, düşünsel becerisine göre bir metni anlar. Okuma, okuyucunun zihninde bulunan bilgi topluluğunu harekete geçirir, bu bilgiler anlamlandırılır ve daha sonra metinden elde edilen yeni bilgilerle genişletilir. Böylelikle okuma, okuyucu ile metin arasındaki bir tür diyaloga dönüşür. Anlaşılacağı üzere, okunacak metne dair ön bilginin metnin anlaşılmasında kolaylaştırıcı bir rol oynadığı söylenebilir. Çünkü, ön bilgi anlamanın temel bileşenidir.

ŞEMA KURAMI

Şemalar; bireyin nesneler, olaylar veya eylemlerle ilgili organize olmuş kavram kümeleridir. Bireyin sahip olduğu her şema o bireyin herhangi bir kavram hakkında bildiklerini ve bu bilginin parçaları arasındaki karşılıklı ilişkileri göstermektedir. Şemalar birbirine bağlı fikirler ve ilişkiler sistemidir. Herhangi bir kavram diğer kavramlarla bütünleştirilir, sonunda bu kavrama anlam verir ve onun hatırlanmasını sağlar. Bu şekilde birbirine bağlanmış fikir ve ilişkilerin sistemine şema adı verilir. Bilgi uzun süreli bellekte birbirinden bağımsız birimler halinde değil, birbirleriyle belli bir dizi halinde bağlanmış ve diğer birimlerle ilişkili olarak düzenlenmiş bir şekilde saklanmaktadır. Yeni bir bilgi geldiğinde şemalar o bilgili organize etmek için kullanılır.

ŞEMA KURAMI- OKUDUĞUNU ANLAMA İLİŞKİSİ

Anlatılmak istenen şey aslında temel olarak okunan metinleri kendi bilgi birikimleriyle ilişkilendirilmesi gerektiğidir. Eski ve yeni bilgiler arasındaki bu etkileşim sonunda kişinin okuduğunu anlayabildiğini öne sürmüşlerdir. Okuyucunun bir metni anlaması, metindeki bilgiler için zihninde bir yer bulabildiğinin veya var olan zihinsel yeri yeni bilgiye yer açmak için değiştirdiğinin işaretidir. Yeni bilginin alınabilmesi için şemaların değişebilmesi çok önemli bir konudur. Birey yeni bilgiyi alacağı zaman öncelikle onun daha önce depolanmış, eski bilgileriyle uyumluluğunu kontrol eder ve eğer yeni bilgi uymuyorsa ya alınması reddedilir ya da eski bilgilerde değişiklikler yapılır.

Eğer okuyucunun zihninde okuduğu metinle ilgili ön bilgi yoksa, anlatılanlara tamamen yabancı ise, metin anlaşılamayabilir. Bu alanda yapılan araştırmalar uygun içerik ve biçimsel şemaları hareketlendirmeyi öğrenmenin ve yeni içerik ya da anlatım biçimlerine ait şemalar oluşturmanın, okuduğunu anlama sürecine etkisinin olumlu olduğuna dair bulgular vermektedir. İçerik şemasını hareketlendirmenin veya oluşturmanın bir yolu filmler, slaytlar, resimler, oyunlar, sınıf tartışmaları, gösteriler ve ilgili metinlerin okunması gibi okuma öncesi yapılan etkinliklerdir.

Add Your Comment