Çocuk ve Ergenlerde Kaygı Yönetimi

Çocuk ve Ergenlerde Kaygı Yönetimi

Anksiyeteyi (kaygıyı, stresi) yönetmede güçlük, çocukları ve gençleri etkileyen en yaygın sorunlardan biridir. Her 10 kişiden 1’i, ellerinden gelenin en iyisinin altında performans gerçekleştirebilecekleri, daha az arkadaşları olacaklarını ve akademik hayatlarında daha başarısız olacaklarına dair inançlarından dolayı kaygıyla mücadele etmektedir. Kaygıyı yönetmekle mücadele eden çocukların ebeveynleri, genellikle çocuklarının üzülmemesi için günlük rutinlerini ve çalışma şeklini değiştirmeleri gerektiğini belirtmektedir (Evden geç çıkmak zorunda kalmak, çocuğuyla birlikte okula gitmek, çocukla birlikte aynı yatakta yatmak, vb.). Uzun vadede, bu çocukların yaşamları boyunca ruhsal sağlık sorunları yaşamaları daha olasıdır ve bağımsız yaşama geçişte güçlük çekebilirler.

SOSYAL FOBİ

Sosyal fobi, diğer insanlarla etkileşimi içeren toplumsal durumlarda ortaya çıkan kaygı bozukluğudur. Rahatsızlık diğer insanlar tarafından olumsuz değerlendirilme ve küçük düşme korkusundan kaynaklanır. Sosyal anksiyete bozukluğu olarak da adlandırılan bozukluk, toplumda yaygın olarak görülen bir sorundur. Kişinin yaşamının pek çok alanında kaygı ve korkuya neden olarak hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Çocuklarda bu genelde arkadaş edinememe, içe kapanıklık, sınıf içinde performans gösterememe, öğretmene anlamadığını soramama, proje ödevini sunamama, problemle karşılaştığında yardım isteyememe, yeni insanlarla tanışamama, gruba girememe, partiye gidememe, yetişkinlerle konuşamama gibi gözükebilir.

Sosyal kaygı genellikle fark edilmez çünkü çocuk veya genç okulda genellikle sessiz ve itaatkâr davranır ve korkularını dile getirmeyebilir. Tabi ki de utangaçlık kendi başına bir problem değildir. Bazı çocuklar yavaş yavaş birine ısınabilir. Sosyal kaygısı olanlar genellikle

sosyal durumlarda sıkıntı yaşar ve sıklıkla günlük aktiviteleri kaçınma nedeniyle bozulur.

Ayrıca fiziksel semptomlar yaşayabilirler mide bulantısı, mide ağrısı, kızarma veya titreme gibi.

YAYGIN ANKSİYETE

Yaygın anksiyete, kişinin nedeni belirsiz bir endişe içinde olması ve olumsuz olayların gerçekleşeceği ile ilgili beklentisinin süreklilik göstermesidir. Yaygın anksiyete bozukluğunda kaygının belli bir nedeni yoktur ve kişi abartılı bir endişe hali içindedir. Yaygın anksiyete bozukluğuna sahip kişilerin gün boyunca süren ve denetlenemez endişeleri, genellikle sağlık, aile, para ile ilgilidir.

Çocuklarda okul görevlerinde (işleri doğru yapmak, yapmamak hatalar, zamanında yapmak), aile ilişkileri ve ekonomik durum, arkadaşlıklar, sağlık ve güvenlik, potansiyel tehlikeler ve yeni durumlara dair konularda gözlenebilir.

Bu çocuklar genellikle göz ardı edilir, çünkü sınıfta çok vicdanlı olabilirler ve bazen sürekli endişe ettiklerini bilmek zordur. Endişe belirtilerinden bazıları mide ağrılarını, baş ağrılarını, yorgunluğu ve dikkatsizliği içerir. Özellikle yeni durumlarda sıklıkla tekrar tekrar birçok soru sorarlar veya ertesi gün için endişe duydukları için gece uyumakta zorlanabilirler.

AYRILMA ANKSİYETESİ

Kişinin gelişim sürecine uygun olmayan, bağlanılan kişiden (anne, baba, yakın bir aile ferdi vb.) ayrılmayı düşününce bile kişide yoğun strese ve korkuya sebep olan anksiyete bozukluğudur.

Çocuklar ebeveynlerden, ayrıldıkları zaman aşırı derecede kaygılı ve sıkıntılı gözükürler, ağlamaklı halleri olabilir, evden ayrıldıklarında sevdiklerinin başına önemli zararlar geleceğine inanırlar. Sık sık irtibat kurmak isterler. Bu yüzden sevdiklerinden ve evlerinden ayrılmak istemezler. Anne babalarından ayrı bir şekilde herhangi bir sosyal ortamda bulunmak istemezler.

ÖZGÜL FOBİ

Belirli bir nesne ya da duruma karşı, panik oluşturacak derecede yoğun ve inatçı bir korku hali söz konusudur. Örneğin; köpek korkusu olan biri köpek gördüğünde saldırıya uğrayıp ısırılacağı beklentisine girer ve panikler. Asansör korkusu olan biri asansörün kapıları kapandığında dışarıya çıkamayacağı, içeride bayılıp kalacağı endişesiyle korkabilir.

Çocuklarda ve gençlerde bazı yaygın spesifik fobiler karanlık veya fırtınalar, köpekler, köpekbalıkları veya diğer hayvanlar, örümcekler, hamamböceği veya diğer böcekler, kostümlü karakterler, doktorlar veya dişhekimleri, kusma veya boğulma, kan veya iğne olabilir.

NE ZAMAN YARDIM ALMALI?

Şiddetli kaygı çocuğun mutluluğunu etkileyebilir. Bazı endişeli çocuklar korkuları sayesinde büyüyecekler. Diğer çocuklar, tedavi görmedikleri sürece, kaygılarından ve sonraki yaşamları boyunca ortaya çıkan sorunlardan etkilenmeye devam edecektir. Çocuğun kaygıları

-Çocuğun veya ailenin günlük işleyişine ve rutinine önemli ölçüde müdahale ediyorsa

-Yaşına uygun değilse

-Zaman içinde azalmıyorsa (ortalama 6 ayda) bir yardım almakta yarar olabilir.

Yalnız dikkat edilmesi gereken bir kaç sorun vardır bu süreçte:

  • Kaygı çocuğun yapmak istediği şeyleri yapmasını engelliyor mu? Belki gerçekten kaygı duymasını gerektirecek bir okul ortamı ya da arkadaş çevresi olabilir
  • Aynı yaştaki diğer çocukların çoğunda aynı korku ya da endişe var mı? Örneğin lisede sosyal kaygı normaldir ama 10 yaşında ayrılık kaygısı normal değildir.
  • Çocuğun tepkisi ne kadar şiddetli? Teselli edilince geçiyor mu?

ÇOCUĞUNUZU KAYGI PROGRAMINA DAHİL ETMEK

Bir çocuğun korkutucu bulduğu şeyleri yapmaya zorlamak onun nadiren kaygısının azalmasına neden olabilir. Bunun yerine, bir psikologdan yardım almak çok daha etkili olacaktır. Çok sayıda kanıta ve araştırmaya dayalı KAYGI PROGRAMI ile birlikte çocuğunuzun kaygısını yönetmesine destek olabilirsiniz. Program hakkında daha fazla bilgi almak için ÇOCUK VE ERGENLERDE KAYGI TEDAVİ PROGRAMI adlı makaleme bakabilir ya da iletişime geçebilirsiniz. Çocuğunuz kaygı belirtileri gösteriyorsa bu program etkili olacaktır.

Add Your Comment