25 Mart akşamı Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yaptığı açıklamaya göre öğrenciler 30 Nisan’a kadar tatile devam edecek.
Koronavirüsü yok etmek adına sosyal izolasyon için önemli adımlar atmış olsak da, en zor ama en gerekli kararlardan biri okulları kapatmak oldu.
Birçok uzmanın en büyük kaygısı, bir anda çok fazla sayıda insanın çok hızlı bir sürede hastalanması ve bu insanların yoğun talepten dolayı bakım ihtiyaçlarının karşılanamamasıdır. Çok fazla sayıda enfeksiyona çok hızlı yakalanırsak, hasta insanların sayısının sistemin onlara bakım verme kapasitesini aşabileceğidir. Sosyal izolasyonla birlikte popülasyondaki etkileşimi yavaşlatarak, hasta sayısını yönetilebilir bir sayıda tutulması hedeflenmektedir.
Okulların tatil olmasının artıları
Çoğu çocuk için virüsün bulaşması ciddi bir probleme neden olmasa da virüsün taşıyıcılığını üstlenerek bağışıklığı düşük bireylere bulaşmasına sebep olabilmektedir. Yetişkinlere, kişiden kişiye bulaşmanın nasıl önleneceğine dair talimatlar verilebilir ve yetişkinlerin bu talimatlara uyduklarına güvenilebilir. Ancak, bu talimatları çocukların, özellikle de gençlerin uygulaması neredeyse imkansızdır.
Öğrenciler genellikle bir metre arayla oturmanın imkansız olduğu küçük sınıflarda derslerini işliyor, farklı derslere gitmek için gruplar halinde sıra olup ilerliyor, öğle aralarında ya da teneffüslerde yan yana oturarak sohbet edip yemek yiyor. Bundan dolayı, okul ortamı hastalığın yayılması için en uygun yerlerden biri haline geliyor.
Böyle bir durumda endişelenilmesi gereken sadece çocukların da olmadığıdır. Çok sayıda yetişkin okullarda çalışmaktadır: öğretmenler, güvenlikler, aşçılar, temizlik elemanları ve daha fazlası. Okulları açık tutmak demek hepsinin risk altında olması demektir. Muhtemelen, daha önce kapatılmış olan işletmelerdeki diğer birçok çalışandan daha fazla risk altındalardır.
Eski salgın hastalıklardan elde edilen verilere göre, okulların kapatılması virüsün yayılmasını engellemek adına büyük bir fark yaratabilir. 2006 yılında Nature’da grip salgınıyla ilgili yapılan bir araştırma, bir pandemi durumunda okulu kapatmanın yayılma hızını yüzde 40 azaltabileceğini bulmuştur. BMC Bulaşıcı Hastalıklar’da 2016 yılında yapılan bir başka çalışmada, okulların kapanmasının hastalığın yayılma oranını yüzde 25’e kadar ve yeni vakaların görülme oranını yüzde 50’den fazla azaltabileceği bulmuştur.
Okulların tatil olmasının eksileri
Grip söz konusu olduğunda çocuklar açık ve mevcut bir tehlikedir. Şimdiye kadar burada adı geçen araştırmaların tamamı buna dayanmaktadır. Ancak, çalışmaların mutlaka koronavirüs için de geçerli olup olmadığı bilinmemektedir.
Ayrıca eğitimde aksamaların bariz bir dezavantajı vardır. Yarım dönemin eksik olması, eğitim için önemli bir darbedir. Pek çok öğrencinin kaybedilen bu sürece yetişmesi çok zaman ve çaba gerektirecektir.
Öğrenciler bu hafta online ders işlemeye başladılar ancak ne kadar özverili ve kaliteli işler yapılırsa yapılsın okul öncesi ve ilkokul öğrencileri için maalesef yüzyüze eğitim gibi olmayacaktır. Ayriyetten, bazı öğrencilerin de internete erişimleri ya da televizyonlarının olmadığı da bir gerçektir.
12 yaşından küçük çocukların çalışan ebeveynlerine evde yalnız kalmamaları adına izin verilmiş olsa da özel sektör çalışanları iş yerinden gelebilecek mobbinge oldukça açıktır. Olayın bir diğer yüzü de izin alacak ebeveyn bir sağlık çalışanı ise durum daha da ciddi bir problem haline gelmektedir. Bu süreçte, birçok çalışanın çocuklarına bakacak kimse olmadan işlerini yapmaya devam etmesi beklenmektedir.
Ne yapmalı?
- Ebeveynler bu süreçte çocuklarının ders çalışma alışkanlıklarını kontrollü bir şekilde denetlemelidir. Küçük yaştaki çocukların öz denetimleri, iç motivasyonları, dikkatleri ve algıları daha gelişme aşamasında olduğundan dolayı bu süreci tamamen tatil olarak değerlendirme eğilimde olabilirler. Daha yeni ödev yapma ya da test çözme alışkanlığı edinmeye çalışan çocuklar “gelecekte ne olacağı belirsiz bir süreç” yaşadığımızdan dolayı takip edilmezse okullar tekrardan açıldığında daha çok bocalayacaktır.
- Haftalık ve günlük ders çalışma programı oluşturulmalıdır. Programa spor, resim ve müzikte eklenmelidir.
- Çocuklar bu süreçte geç yatıp geç kalkma eğiliminde olabilirler. Uykularını düzene sokmaları konusunda ebeveynlerin yardımcı olması gerekir.
- Telefon, tablet, bilgisayar ve televizyon kullanımı sınırlandırılmalıdır ama asla yasaklanmamalıdır. Zaten sosyalleşemedikleri bir durumun içinde olan çocukların, akranlarıyla tek iletişim kurma yolunu ellerinden almanız başka sorunlara neden olacaktır.
- Hergün ailecek kitap okuma saati oluşturulmalıdır. Bu, sizin ve çocuğunuzun stresle baş etmesine, kelime dağarcığınızı geliştirmesine, yalnızlık hissine iyi gelmesine ve çocuğunuzun yeni tip soruları daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır.